TİFLİS ŞİİRİ

RİYÂZÜ’L-‘ÂŞIKÎN- Mehmet Aka Müctehidzâde

TİFLİS’İN VE VALİ-İ TİFLİS’İN METHİNDE

Veh bu bâgın ne ‘acep serv-i dil-ârâları var
Her taraf tâze açılmış gül-i ra‘nâları var
Açılup tâze vü ter lâle-i hamrâları var
Ya‘ni Tiflisin ‘acep dilber-i zîbâları var
Ey gönül seyr eyle kim turfa temâşâları var

Melca‘-i Tiflis imiş cennet-i dünyâ yerinin
Baglayupdur ana cemi‘iyyeti hûr u perinin
Ben bu şehrin ne diyem vasfını dilberlerinin
Fil-misâl şekl ü şemâilde belî her birinin
Meh-i tâbâna berâber ser ü sîmâları var

Ol kadardır büt-i nâzik beden ü ince miyân
Eylemek olmaz anın vasfını ma‘lûm-ı beyân
Her biri nâz u nezâket ile bin âfet-i cân
Cümle bir işvede bir şîvede hoş serv-i revân
Mest-i tâvûs gibi gerden-i mînâları var

Yüzleri pertev-i mihr-i cihan-ârâ gibidir.
Safha-i sîneleri sîm-i musaffâ gibidir
Lezzet-i lehçeleri nutk-ı Mesîhâ gibidir
Elleri mu‘cize-i hazret-i Mûsâ gibidir
Dilrübâlıkda ‘acâyip yed-i beyzâları var

Ela gözler süzülüp negis-i seyrâba dönüp
Ak kabagında ham ebrûları mihrâba dönüp
La‘linin leblerinin rengi mey-i nâba dönüp
Dökülüp gerdene saçlar ucı kullaba dönüp
Su naçıkkası gibi zülf-i mutarrâları var

Ne kadar var ise bu çâk ü zenahdân u yanak
Tâze gül yapragı tek kırmızıdır nâzik ü ak
Birbirinden götürüp şu‘lesini misl-i çerâg
Görmeyüp kimse bile kaş u göz ü diş ü dudak
Özge bâbet sıfat-ı sûret ü a‘zâları var

Yeddi hammâm ne hammâm ki ser-menzili hûr
Heşt cennet gibi her gûşesi bir matla‘-ı nûr
Bir ‘aceb âb-ı revân germ-i kulûbânda zuhûr
Şekl-i takdîrine ey Kâdir ü Kayyûm-ı Gafûr
Lutfunun bendelere ni‘met-i ‘uzmâları var

Menba‘-ı cûd u keremden açılup dür-i hoşâb
Bâ safâ havza dem-â-dem dökülür misl-i gülâb
Görse bir kerre anı ben gibi bir hâne-harâb
Gitmez andan dahi bir cânibe mâned-i habâb
Gitse de bâde başı menzil-i me’vâları var

Gerçi ey Hızr bulupsun şeref-i feyz-i ezel
Virmeyüpdür gönül âsâyişi ammâ sana el
İstesen ‘ömr-i dü-bâre göresin turfa güzel
Birce teşrîf getür Tiflisin hammâmına gel
Gör nice râhat-ı cân-bahş-ı ten-âsâları var

Bu ocak böyle ocakdur ki ışık aya salur
Gün gibi şu‘lesini cümle-i dünyâya salur
Her kimin başına kim merhamet-i sâye salur
Tîr dutar hâin-i bed-hâhları vâye salur
Öyle bilsün oların dîn ile dünyâları var

Kalmışam vâle vü mât u mütehayyir dili lâl
Ey hüdâvend-i cihân gizlü degildir sana hâl
Bu nice sîb ü zenehdân bu nice zîb ü cemâl
Ki virüpsün bulara sen bu kadar ‘izz ü kemâl
Nice kim dâr-ı cihân sûret-i a‘zâları var

Beden-i pâki çeküp âb-ı revân tek sulara
Agarup tâze vü ter cümle donanup kulara
Âb ger nisbet idüp boylarını karkulara
Nice şeyden bile zâhir ki Hüdâ tek bulara
Nazar-ı merhamet-i lutf-ı hüveydâları var

Biri hammâmına kudretden olup bezl-i berât
Biri der sevbi ki her cür‘ası bir âb-ı hayât
Biri ehlidir anın cümlesi pâkîze sıfat
Biri oldur ki necîb aslı da a‘lâ derecât
‘Âlemin serveri vâlî gibi agaları var

Vâkıfâ sende ki yokdur bilürem zühd ü riyâ
Şart-ı ihlâs gerek eyleyesen şimdi edâ
Eyle bu vâliye oğlanlarına hayr u du‘â
Sahlasun anları öz hıfz-ı penâhında Hüdâ
Hâsıl itsün ne kadar dilde temennâları var

Bu yazı Makalelerim kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.