GÜMÜŞHACIKÖY CÖNGÜ VE ŞAİRİ BİLİNMEYEN BİR ELİF-NÂME

Journal of Turkish Language and Literature
Volume:5, Issue:4, Autumn 2019, (657-672)
Doi Number: 10.20322/littera.602094
GÜMÜŞHACIKÖY CÖNGÜ VE
ŞAİRİ BİLİNMEYEN BİR ELİF-NÂME
Metin HAKVERDİOĞLU
ÖZET
Gümüşhacıköy, Amasya’nın kadim kasabalarından birisidir. Bu kasaba günümüzde Amasya iline bağlı bir ilçedir. Tarih içerisinde önemi gümüş madeni ile git gide artan kasaba, Osmanlı döneminde de değerini yitirmemiştir. Halil Paşa Medresesi ile parlak günler geçiren kasaba, aynı zamanda büyük bir medrese kütüphanesi oluşturmuştur. Bu medresenin tüm kitapları Cumhuriyet Döneminde Amasya İl Halk Kütüphanesine nakledilmiştir. Üzerinde çalışma yaptığımız cönk de bu medresenin kütüphanesinden Amasya İl Halk Kütüphanesi-Amasya Yazma Eser Kütüphanesi-ne gönderilmiştir.
Cönkler Klasik Türk edebiyatı için önemli kaynaklardan biridir. Divanlara girmeyen sayısız şiiri cönklerin köşelerinde bulmak mümkündür.Cönkler ve mecmualar günyüzüne çıktıkça Türk edebiyatı yeni şiirlere ve şairlere kavuşacak; hafızasındaki tüm güzellikleri ortaya dökecektir.
Çalışmamızla, Gümüşhacıköy Cöngü araştırmacıların kullanımına sunulmuş olacaktır. 05 GÜ 152 numarası ile Amasya Yazma Eser Kütüphanesinde bulunan bu eserin müellifi ve müstensihi belli değildir. Eser farklı hatlarla kaydedilmiş 41 şiiri, 13 şairi içermektedir. İçinde aruzla yazılmış dört, heceyle yazılmış 37 şiir bulunan eser, özellikle “Elif-nâme” türünde yazılmış bir şiir ile öne çıkmaktadır. Seçme şiirler cöngü diyebileceğimiz bu derleme; Mecmuaların Sistematik Tasnifi Projesi’ne (MESTAP) uygun tabloyla araştırıcıların istifadesine sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Cönk, Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı, Gümüşhacıköy, Elif-nâme.

1 Doç. Dr., Amasya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, metin.hakverdioglu@amasya.edu.tr
Geliş Tarihi/Received Date: 31.10.2019
Kabul Tarihi/Accepted Date: 31.10.2019
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:5, Issue:4, Autumn 2019, (657-672)
Doi Number: 10.20322/littera.602094
-657- Metin HAKVERDİOĞLU, Gümüşhacıköy Cöngü Ve Şairi Bilinmeyen Bir Elif-Nâme

CONK OF GUMUŞHACIKOY, A POETRY WHICH IS UNKNOWN
WHICH IS WRITTEN BY:ELİF-NÂME
ABSTRACT
Gümüşhacıköy is one of the ancient towns of Amasya. Today, this town is a district of Amasya province. The importance of the town, sometimes increasing and sometimes decreasing in history, goes in the same way in the Ottoman period. Halil Pasha Madrasah spent bright days with the town, at the same time has created a large madrasah library. All the books of this madrasa were transferred to Amasya Public Library during the republic period. The cönk that we are working on is a work sent from the library of this madrasah to Amasya Public Library – today’s Amasya Manuscript Library.
Cönkler is one of the important sources for classical Turkish literature. Numerous poems that do not enter the divans can be found in the corners of the cönks. In short, as cönks and mecmualas emerge, Turkish literature will acquire new poems and poets; will reveal all the beauties in his memory.
With this study, new poets and poems will be presented to the use of researchers. It is not known the owner and replicator of this work in Amasya Manuscript Library under GU 152. The work includes 41 poems and 13 poets recorded in different writings. The work, which has four poems written with desire, is also distinguished with an interesting poem written especially in the genre of Elif-nâme. This collection of what we can call a book of selected poems; Systematic Classification of Magazines (MESTAP) will be presented to the researchers.
Key Words: Cönk, Classical Turkish Literature, Folk Poetry, Gümüşhacıköy, Elif-nâme.

GİRİŞ
Gümüşhacıköy yetiştirdiği edebi muhitle divan ve halk şiirine katkıları olan Amasya iline bağlı şirin bir kasabadır. Bu katkının temel sebebi kasabada bulunan gümüş madeninin ortaya çıkardığı ilgidir. Kasabaya atanan devlet yetkilileri bu zenginliği medrese, kütüphane, han, hamam… gibi eserlerle taçlandırmıştır. Özellikle Halil Paşa Medresesi etrafında oluşan ilmî muhit divan şiirine ilgiyi ortaya çıkarmıştır. Kasabanın Merzifon’a yakınlığı ve İstanbul yolu üzerinde olması, halk âşıklarının uğrak noktası olması, burada halk şiirinin gelişmesine de yardımcı olmuştur. Bölgede özellikle Alevî inancına sahip insanların yoğun yaşaması halk edebiyatı için ayrı bir can suyu etkisi yapmıştır.
Hüseyin Hüsameddin Yasar, Amasya Tarihi adlı eserinin birinci cildinde kasaba için özetle şu bilgileri kaydetmiştir:
“Gümüş kasabasında mevcûd olan Halil Paşa Medresesi medâris-i âliyeden ma’dûd olub hamsîn derecesinde i’tibâr ve tevcîhâtı Anadolu Kazaskerliği tarafından icrâ idilmiş olduğundan H. 1100 târihlerine kadar pek çok kibâr-ı ulemâ bu medreseye müderris olmuş ve Gümüş kasabasında tedrîs-i ‘ulûm itmişdir.” (Yasar 1330;360).
Gümüşhacıköy, bugün her ne kadar küçük bir kasaba görünümünde olsa da geçmişte, yukarıdaki bilgilerden de anlaşıldığı gibi, bir cazibe merkezi idi. Gümüş madeninin verdiği zenginlik bunun temel nedenidir.
Ele aldığımız cönk de bu muhitin doğal bir sonucu olarak kaleme alınmış olmalıdır. Cönkte ismi geçen ve şiiri bulunan Gevherî de 1844 yılında Gümüş Maden Emini olmuştur. Gümüşhacıköy’ün yetiştirdiği değerli âlim Nihat M. Çetin’in de belirttiği gibi meşhur Gevherî haricinde bir şair burada yaşamıştır (Çetin, 2019). Gümüşhacıköy cöngü adını verdiğimiz bu eserin içinde aruz ve hece ile şiirlerin bulunması, merkezin yukarıda anlatılan medrese muhitinin sonucudur. Yani hem medrese eğitiminin olduğu hem halk şairlerinin itibar ettiği hem de Alevî nüfusun yoğun olduğu bir muhitte böyle bir cöngün kaleme alınmış olması doğaldır.
Mehmet Fatih Köksal’ın MESTAP projesini tanıtırken belirttiği gibi mecmua ve cönkler gün yüzüne çıkarılmadan tam bir Türk Edebiyatı Tarihi yazılamayacaktır. “Özellikle mahallî mecmualar olarak adlandırabileceğimiz, daha ziyade belli yörelere ait şairlerinin şiirlerinin yer aldığı mecmualarda bizim için meçhul şairlerin çok daha fazla çıkacağına şüphe yoktur.” (Köksal 2016; 171) Gümüşhacıköy gibi küçük bir kasabadan çıkan bu eser daha pek çok şair ve şiirle karşılaşacağımızı bir kez daha ortaya koymakta ve Sayın Köksal’ı haklı çıkarmaktadır.
1- Gümüşhacıköy Cöngünün Özellikleri
“Başta halk şairlerinin şiiri olmak üzere çeşitli folklorik bilgilerin kaydedildiği ve uzunlamasına açılan, sırtı dar, ensiz, deri kaplı deftere cönk denilir. Benzerliğinden ve şeklinden dolayı bu defterlere sığırdili yahut danadili de denilmiştir. Bazı kayıtlarda cönk yerine beyaz‐ı büzürg ifadesi kullanılmıştır. Aydınlar da bu defterlere sefine‐kâri demişlerdir.” (Kaya 2019;1)
Cönkler, Türk milletinin ruhunu kaplayan estetik duyguları kayda geçirmek için yazılan eserlerdir. Onlarda en ünlü şairlerden, adı sanı duyulmamış şairlere kadar yüzlerce şiir severin hayal dünyasından izler vardır. Bu cönklerden biri de Amasya Gümüşhacıköy’de bulunan ve Amasya Yazma Eser Kütüphanesine getirilen Gümüşhacıköy Cöngüdür. Amasya Yazma Eser Kütüphanesi 05 GÜ 152 numarada kayıtlı yazma; her sayfada farklı satırlarda şiir bulunan 47 sayfalık bir cönktür. Eser Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı kayıtlarında “Cevher-nâme” adıyla “Mustafa b. Seydî” adlı bir yazara 1294 (1876) tarihi ile kaydedilmiştir. Bu
bilgi yanlıştır. Bilindiği gibi cevher-nâmeler mücevherler ile ilgili eserlerdir; ancak ele aldığımız bu eserde divan ve halk şiirinden örnekler mevcuttur.
Cönk, pembe renkli mukavva kaplı bir cilt içindedir. Eser sonradan beyaz bir kâğıt ile kaplanmıştır. Eserin kâğıt türü cediddir. 25 yapraktan oluşan eser 177×120 ebadındadır. Bazısı boş, bazısı karalamalar olan toplam 48 sayfadır. Yazı türü çok değişiktir. Yazı farkı göz önüne alındığında üç ayrı kişinin elinden çıktığı anlaşılmaktadır. Yazılar genellikle çok bozuk bir hat ile kaydedilmiştir. Birçok şiir sayfa atlaması sebebiyle başka sayfalarda tamamlanmıştır. Şiirler kaydedilirken dizelerin başlama ve bitme yerleri dahi kaymıştır.
Cönkte, 41 şiir vardır. Aruz vezni ile yazılmış dört şiire karşılık, 37 hece ölçüsü ile yazılmış şiir mevcuttur. Bazı şiirler birkaç dizeden ibarettir.
Cönkteki şairler şunlardır:
Âşık Sabri- Emir, Kâtip, Boluvî Ali, Yunus, Boluvî Ali, Ali Baba, Nurî, Gevherî, Molla, Güvahî, Hüdâyî, Âşık Ömer, Âşık Dertli, Nesimî/Ömer ve Kuddusî. (Tablo 1)
Nazım şekilleri:
12 koşma, 11 ilâhî, 1 destan, 1 gazel, 2 (parça halinde) elif-nâme, 1 türkü, 2 (parça halinde) deme, 2 nutuk, 9 adet nazım şekli belirsiz şiir parçası. (Tablo 1)
Cönkte, Nesîmî’nin, Hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem Arabî Fârisi bilmem dile minnet eylemem Sırat-i müstakim üzre gözetirim râhımı İblisiň talim ettiği yola minnet eylemem2 şiirine nazire olarak yazılmış şu dizeler göze çarpar:
Ḫâr yanında biten güllere minnet eylemem
‘Arabî Fârisi bilmeyen dile minnet eylemem
… (eksik dize) … (eksik dize)(Gümüşhacıköy Cöngü, 42) Bu şiir, Şahin Köktürk’ün Amasya Cönkü adlı çalışmasında Âşık Ömer’e aittir. Elimizdeki cönkte mahlas bendi olmadığı için şairini tespit etmek mümkün değildir; ancak şiirin ikinci dörtlüğü ile Amasya Cönkü’ndeki üçüncü benddeki benzerlikten dolayı Âşık Ömer’in olma ihtimali daha yüksektir.3
Ṣoyunup derviş oluram neme gerek ‘ar benim
Hîçbiri mühim değil aṣla dünyâ içün kâr beni
2 Seyyid Nesimi,https://www.antoloji.com/har-icinde-biten-gonca-gule-minnet-eylemem-siiri/ E.T.: 18.07.2019. Şiir, bu kaynakta Seyyid Nesimi adına kayıtlıdır; ancak Kul Nesimi adlı Anadolu’daki diğer bir şaire ait olma ihtimali daha yüksektir. 3 Bu şiir, Şükrü Elçin (1987)’in Âşık Ömer adlı çalışmasında da yoktur.

Zerrece malım yoḳ ise ḳana‘at(ım) var benim
Ḥaram yerden ḳazanılmış mala minnet eylemem (Gümüşhacıköy Cöngü, 42)
Ṣoyunup abdâl olsam neme gerek ‘ar benim
Zerrece malım yoḳ ise ḳana‘atim var benim
Hîç mihnetim yokdur aṣlâ dünyâ içün kâr benim
Ḥaram yerden ḳazanılmış mâla minnet eylemem (Köktürk 2007, 60)
Bu durum, Âşık Ömer’in bu şiirinin değişik söyleyişlerle Amasya ve civarında yaygın olduğunu göstermektedir.
Cönkte Yunus Emre, Kuddusî ve Aziz Mahmut Hüdâyî’den alınan şiirler mürettibin tasavvufî eğilimlerini göstermektedir. Cönkte dinî-tasavvufî şiirlerin yoğun olarak bulunması zikir meclisleri için derlenmiş bir defter olduğu izlemini de vermektedir.
Yine cönkte bulunan, Ali Boluvî’nin aşağıya aldığımız eseri, dinî-tasavvufî edebiyat yönünden ilginç ve orijinal bir şiirdir:,
Allahdır yârim Allahdır yârim dem-be-dem ‘arzum derim Allah Allah
Şerîki yoḳdur in‘âmı çokdur birligi ḥaḳdır derim Allah Allah
Settârü’l-‘uyûb gaffârü’z-zünûb keşşâfü’l-ḳulûb derim Allah Allah
Sâḥibü’l-‘âlem emrinde her dem eyler dem-be-dem derim Allah Allah
Allahu ehad vü ferdü’ṣ-ṣamed Mevlâdan meded derim Allah Allah
Cümleye Allah düşmüşe hem-râh olmaġıl ikrâh derim Allah Allah
Çoḳdur varanı virdüm ire mi gözler göre mi derim Allah Allah
Murâdım virdir cümleyi gördür dâ’imâ ṣordur derim Allah Allah
Aşımız her an sütûde âsân eyleye iḥsân derim Allah Allah
Çoḳdur iḥsânı eyler in‘âmı mürüvvet kânı derim Allah Allah
Ulu sulṭânım arzular cânım cûş ider ḳanım derim Allah Allah
Ḳamuya ma‘bûd vucûda mevcûd vire ol maḳṣûd derim Allah Allah
İderim âhım ‘af it günâhım pir-i penâhım derim Allah Allah
Arzular ‘Ali kendiniň ḳulu eyle gel ulu derim Allah Allah Alevî inancının yaygın olduğu beldede Hz. Ali ve Hz. Fatma’nın anılmaması düşünülemez. Bu itibarla, şairini tespit edemediğimiz şu şiirlerde onlardan bahsedilir:
Tâ ḳâlû belâdan süzülüp gelen
Ol aṣlan ‘Aliniň begüm Faṭması
Sanki bulunmayan kılavuz olduň
Ol aṣlan ‘Aliniň begüm Faṭması Ünlü deme örneği olan,
Bugün bize pir geldi
Gülleri taze geldi
Öňünde Ġanber ile
‘Aliyi Murtaẓa geldi şiiri de cönge alınmıştır. Cönkte bulunan Destan-ı ‘Ali Baba ve Pend-i Ali Baba gibi orijinal şiirler Bolulu Ali’ye aittir diye düşünüyoruz; ancak Ali adlı başka bir şair de olabilir.
Bu cönkte, Merzifon’da yaşamış ve bu bölgenin edebî muhitine Tokatlı Nurî, Âşık Ömer gibi değerli âşıkları tanıtmış olan Eyüb Sabri’nin bir şiiri vardır; ancak Prof. Dr. Orhan Bilgin(1992) tarafından yapılan Eyüp Sabri konulu çalışmada bu şiir yer almıştır:
Sevdigim bu nazı çekerim lâkin
Çekmesin ḳaşlarıň kemâna sıġmaz
Gûş itse bülbül-i şeydâlar yanar
Siyâh müjgânlarıň beyâna ṣıġmaz
Seniň içün yaslanmışım ġurbete
Nice bir çekem derdi miḥneti
Ḥâlini ‘arż itsem ‘âşıḳ Ṣabrine
Billahi defter (ü) divâna ṣıġmaz Küçük bir defterden ibaret olan Gümüşhacıköy Cöngü, içindeki orijinal şiirlerle Amasya ve civarının edebî yönden ne kadar münbit olduğunu ispatlamaktadır.
2- Şairi Belli Olmayan Bir Elif-nâme Örneği
Elif-nâmeler Türk edebiyatının ilginç örnekleridir. Şair, bazen hüner sergilemek bazen de şiirlerine renk katmak arzusuyla bu tip şiirleri kaleme alır.
“Elif-nâmelerle ilgili kesin bir tarif geliştirmek zordur. Zira çok değişik şekil ve konularda örnekleri bulunmaktadır. Bununla birlikte ortak hususiyetleri dikkate alınarak şöyle bir tarif yapılabilir: Elif-nâme, mısra veya beyitlerin ilk harfleri alt alta getirildiğinde elif’ten ye’ye alfabetik bir şekilde sıralanan, ekseriyetle aruzun fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilün kalıbıyla ya da 11 hece ölçüsü ile nazm edilen gazel, kaside, müseddes gibi farklı şekillerle yazılabilen, daha çok dinî ve didaktik konulu olmakla birlikte her konuda örnekleri görülebilen şiirlerdir.”(Öztoprak 2016: 136)
“Türk edebiyatında elif-nâmeye ilk dikkat çeken araştırmacı Amil Çelebioğlu’dur. Harflerle ilgili yaptığı bir tasnifte elif-nâmelere yer veren Çelebioğlu (1998), bu metinleri, divan ve halk edebiyatının ortak mahsullerinden kabul eder. Elif-nâmelerin dinî ve tasavvufî konular ağırlıklı olmak üzere her türden örnekleri olduğuna değinir. Yakın zamanda yapılan çalışmalara göre Türk edebiyatında tespit edilen ilk

elif-nâme örneği XI. yüzyılda Burkan muhitinde 24 dörtlük olarak ortaya konulmuş olan ve sahibi belli olmayan bir şiirdir.”( Özcan 2019: 266).
“Bir tür, şekil veya söz sanatı oluşu ile ilgili farklı görüşlerin mevcut olduğu elif-nâmeler mısra veya beyitlerin genellikle başındaki kelimelerin ilk harflerinin alfabetik olarak “elif”ten “ye”ye veya “ye”den “elif”e düzenlenmesi şeklinde tanımlanabilir. Divan ve halk edebiyatında yüze yakın örneği bulunan elif-nâmeler; dinî, tasavvufi veya din dışı konularda yazılmış; kelimeler, şair tarafından rastgele değil muhtevaya uygunluk gösterecek şekilde seçilmiştir.”(Taşkesenlioğlu 2016: 160).
Prof.Dr. Mehmet Arslan elif-nâmeleri tertip hususiyetlerine göre altı gruba ayırmıştır:
“1-Düz Elif-nâmeler: Mısra, beyit veya dörtlüklerin başlarındaki kelimelerin ilk harflerinin elif‟ten ye‟ye doğru alfabetik sırayla yazılması şeklinde oluşan elif-nâmelerdir. Bu türde genellikle ilk kelimeden önce ilgili harf yazılır. Bu harfler bazen vezne dâhil edilir, bazen edilmez.
2- Ters Elif-nâmeler: Bu tür elif-nâmeler mısra veya beyit başlarının ye‟den elif‟e doğru sıralanmasıyla meydana getirilir.
3- Düz-Ters Elif-nâmeler: Mısra ya da beyit başları elif-ye, be-lâmelif şeklinde baştan sona ve sondan başa doğru karışık sıralanan elif-nâmelerdir.
4- Kafiyeleri elif‟ten ye‟ye doğru alfabetik dizilen ve mesnevi nazım şekliyle yazılmış elifnâmeler.
5- Eğitim amaçlı olarak bir halk oyunu şeklinde tertip edilmiş elif-nâmeler de görülmektedir ki bu tür elif-nâmelerde mısra başlarındaki harfler elif‟ten ye‟ye alfabetik olarak sıralanırken ilk kelime bir şehir, ikinci kelime bir sanatkâr, üçüncü kelime ise o sanatkârın ortaya koyduğu eserin adı olabilir. Üstelik bu kelimelerin her biri mısra başlarındaki harfle başlamak zorundadır. Bu tür elif-nâmeler genellikle halk edebiyatında görülmekte ve hece vezniyle yazılmaktadır.
6- Ebced harfleri kullanılarak yazılan elif-nâmelerdir. Bunlarda da ebced harfleri bazen düz bazen ters kullanılabilmektedir.” (Arslan 2017:30)”.
Ele alınan elif-nâme, Arslan’ın tasnifindeki birinci gruba girer.
“Elif-nâmeler hem halk edebiyatı hem de klasik Türk edebiyatı şairleri tarafından tercih edilmiştir. Halk edebiyatında Dertli, Ruhsatî, Noksanî, Âşık Şenlik, Reyhânî, Âşık Zülalî, Seyranî, Kul Himmet, Âşık Ömer, Kaygusuz Abdal, Sefil Ali, Zahmî, Âşık Kenzi, Nihanî, Türabî, Ruhsatî’nin; klasik Türk edebiyatında Âşık Paşa, Nesîmî, Hatâyî, Muhibbî, Fuzûlî, Mihrî Hatun gibi önemli şairlerin elif-nâme kaleme almış olmaları, divan şiirinde elif-nâmelere olan rağbeti göstermektedir.” (Taşkesenlioğlu, 2017: 161).
Çalışmamıza konu olan elif-nâmenin şairi belli değildir, ancak bir halk şairine ait olma ihtimali yüksektir.
Bir başka tasnifte elif-nâmeler, “Şekil özellikleri bakımından mısra başında ve beyit halinde olanlar, mısra başında ve dörtlük halinde olanlar, mısra sonunda ve beyit halinde olanlar, mısra başında ve ortasında olanlar, destan tarzında yazılanlar şeklinde beş gruba ayrılmıştır.” (Kaçar 1997: 310-313).
Bu şiirde her bir harf bir dizede kullanılmıştır. Sonuna, şiirin kalıbı ve Hz. Peygambere salavat eklenmiştir. Nazım şekli hakkında bir murabbadır denebilir, ancak kafiye örgüsü ve son dizelerin eksikleri bu konuda kararı zorlaştırmaktadır.

Aruzun Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün kalıbı ile yazılan şiir, bir naat özelliği göstermektedir. Hazret-i Muhammet’e yakarış hisleri ile kaleme alınmıştır. Cönkte 15. sayfada bir bölümü; 17-18. sayfada diğer bölümü kaydedilmiş olan şiirin “mim” harfi ile başlayan dizesi siliktir. Diğer dizeler tam ve genel olarak vezne uygun yazılmıştır.
3- Elif-nâme Metin
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
(Elif) Allâhıň ḥabîbi ey Muḥammed Muṣṭafa
(Ba) bizim çün sen şefî‘ ol gel ḳıyâmet günleri
(Te) te‘âlallah yaratdı kâf nûndan ‘âlemi
(Se) senâ vü ḥamd u şükür dilde sübḥânım meded (?)
(Cim) cihâna gelmemişdir sencileyin ḥüsn-i pâk
(Ḥa) ḥicâbıň perdesini Ḥaḳ özünden itdi çâk
(Ḫı) ḫayâlinle düşeli bu vücudum oldı ḫâk
(Dal) devâsız derde düşdüm derde dermânım meded
(Zel) zünûbum ḳatı çoḳdur uzaduram bu yüzi
(Ra) raḥimsiň zül-keremsiň sen bilürsiň [her] razı
(Ze) zihî derin derin aġlatma kim ġayrmaz bizi
(Sin) selâmım iki çeşmim sil ḳıyâmet günleri
(Şın) şefâ‘at dile Ḥaḳdan cüz-i ‘aff ümmet içün
(Ṣad) ṣadîḳ ol (kim) Ḫüdâyâ ‘avf ider şuçlu suçun
(Dad) ża‘îfî bâ a‘mâlin yüklemiş ecel göçin
(Ṭı) ṭabîbî derde düşdüm derde dermânım meded
(Ẓı) ẓiyâ virir ‘âleme seniň meh-ebrûlarıň
(‘Ayın) ‘âbi ‘âbi tekdîr utandırma bu yüzi
(Ġayn) ġaflet içre ḳaldıḳ dest-gîr ol sen bize
(Fe) fer-i fermânımız eyle ḳıyâmet günleri
(Ḳaf) ḳarâra ṣabrımız yoḳ şems iner bilmez ḳader
(Kef) kerîm-i ẕül-keremden cümlemiz ‘uryân gider
(Lam) livâ-yı ḥamdı göster görmeyen maḥrûm gide
(Mim) [Okunmuyor] eyle ḳıyâmet günleri
(Nun) nefsi (nefsi) çaġrışur ger cümle ḫalḳ maḥşer güni
(Vav) varub dergâha çıḳar âh ile vâhla onı
(He) helâk ider efendim kimi kimden ayıra
(Lam-elif) lâyıḳ mı aḥmaḳ çeşm-i giryânım meded
(Ye) yaratdı ‘arş-ı kürsi ḥaḳ seniň emrin ile
Enbiyâlar ḫâtemisiň şek getürmez bu diliň
Fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün veziniň Muṣṭafaya ṣalavat
SONUÇ
Amasya Yazma Eser Kütüphanesi 05 GÜ 152 numarada kayıtlı eseri, “Gümüşhacıköy Cöngü ve Şairi Bilinmeyen Bir Elif-nâme” başlığı ile tanıtılmaya çalışıldı. MESTAP, Mecmua ve Cönklerin Sistematik Tasnifi Projesi tablosuna göre sınıflandırdığımız eserden, aruzla yazılan ilginç bir şiiri, bir Elif-nâmeyi de ayrıca ele alındı. Bu şiir, cönkte yer alan dört aruz ölçülü şiirden metini tam olan tek şiirdir. Bu yolla, bu orijinal şiirin yeni bulunacak cönklerde şairinin de tespit edilmesi ve edebiyat âlimine tanıtılması mümkün olacaktır.
Gümühacıköy Cöngü, Amasya Yazma Eser Kütüphanesi’nde cönk olarak kayıtlı olduğu halde Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı kayıtlarında “Cevher-nâme” adıyla kaydedilmiştir.
Eserin Gümüşhacıköy’de bulunan medreselerin kitapları içinde Amasya’ya nakledildiği anlaşılmıştır. Eserin ortaya çıkması ile, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde kasabanın gümüş madenleri ile bir cazibe merkezi olduğu ve bunun da bazı şiir muhitleri doğurduğu bir kez daha ispatlanmaktadır.
Hattı ve tertibi yönü ile oldukça bozuk olan cöngün diğer uğraştıran özelliği çoğu şiirin mahlas beytinin eksik olmasıdır.
Cönkte, Boluvî gibi, adı kaynaklarda Müfidü’l-İrab adlı ilmî eseri ile geçen bir âlimin, şairlik yönünü gösteren şiirlerinin bulunması da önemli bir özelliktir.
Eserin 1800’lü yıllarda kaydedildiği anlaşılmaktadır. Bu yüzyılda ünlü olan Tokatlı Nuri, Merzifonlu Sabrî, Âşık Ömer gibi şairlerden şiirler kaydedilmiş olması Amasya ve civarının bu yüz yılda, şiir ve şaire ilginin yoğunluğunu göstermektedir.

KAYNAKÇA
Arslan, Mehmet (2017). “Mihri Hatun Divanında Sanatlı Manzumeler”, Uluslararası Amasya Alimleri Sempozyumu, Amasya.
Bilgin, Orhan (1992) Merzifonlu İki Şair (Eyüb Sabrî- Hıfzî), İstanbul: Enderun Yayınları
Çelebioğlu, Amil (1998). “Elif Harfiyle İlgili Bazı Edebî Hususiyetler”, Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları, İstanbul, MEB Yayınları.
Çetin Nihat M. (2019). http://www.gumushacikoy.gov.tr/gumushacikoy-tarihsel-ve-kulturel-degerleri E.T.: 24.07.2019.
Elçin, Şükrü (1987). Âşık Ömer. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Kaçar, Burhan (1997). “Türk Edebiyatında Elif-Nâmeler”,V. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Seksiyon Bildirileri I, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Kaya, Doğan (2019). Kültürümüzde Cönkler ve Sivas Kaynaklı Cönkler, http://turkoloji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBIYATI/dogan_kaya_conkler_ve_onemi.pdf (E.T.: 23.01.2019)
Kaya, Doğan (2007). Ansiklopedik Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, Ankara: Akçağ Yayınları.
Köksal, M. Fatih (2016). Ya Kebikeç-Mecmualar Arasında, İstanbul: Kesit Yayınları.
Köktürk, Şahin (2007). Cönklerden Bir Cönk Amasya Cönkü, İstanbul: Eflatun Matabaası.
Özcan, Nurgül (2019). “Rumelili Murtazâ Sükûti Divanı’ndaki Elif-nâmeler”, Rumelide Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi.
Öztoprak, Nihat (2006). “Bursalı Feyzi Efendi‟nin Elifnameleri”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, İstanbul, c. XXXV, s. 136.
Taşkesenlioğlu, Lokman (2017). Divan Edebiyatında Elif-nâmeler ve Bilinmeyen İki Elif-nâme Örneği: Memi Can Saruhâhî ve Ömer Karîbî Elif-nâmeleri, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED], 58: Erzurum.
Yasar, Hüseyin Hüsameddin (1330), Amasya Tarihi (Eski Yazı Nüsha) C1.
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:5, Issue:4, Autumn 2019, (657-672)
Yer Nu
Tablo 1: Gümüşhacıköy Cöngünün MESTAP’a Göre Muhteva Tablosu
Amasya Yazma Eser Kütüphanesi (05 GÜ 152) T811.12108
Yp. Nu.
Mahlas
Matla‘ beyti/ bendi
Mahlas/Makta‘ beyti/ bendi
Nazım şekli/birimi
Nazım türü
Vezin
Açıklamalar
1

Saňa derim saňa ey güzel yârim
Aḳlımı başımdan almaya idiň hû hû
Çünkü senüň böyle idi aḥvâliň
Beni bu sevdâya ṣalmaya idiň
İyüce bilürem cânadur kasdıň
Beni Mecnûn itdi şol çeşm-i mestiň
Severler güzeli ḳaralım nazlım
Darılursaň güzel olmaya idiň
(Mahlas bendi eksiktir)
Koşma
Güzelleme
Hece 6+5=11
Şairi belli değildir. Mahlas bendi eksiktir.
3
Âşık Sabri
Sevdigim bu nazı çekerim lâkin
Çekmesin ḳaşlarıň kemâna sıġmaz
Gûş itse bülbül-i şeydâlar yanar
Siyâh müjgânlarıň beyâna ṣıġmaz
Seniň içün yaslanmışım ġurbete
Nice bir çekem derdi miḥneti
Ḥâlini ‘arż itsem ‘Âşıḳ Ṣabrine
Billahi defter (ü) divâna ṣıġmaz
Koşma
Güzelleme
Hece 6+5=11
Şiir kaydedilirken dizeler karıştırılmıştır.
4
Emir,/ Katib
(Yâr boyun) elifdir ḥüsnün âfitâb
(Ḥükm) ider girdâba yâyi ḳaşlarıň
Nezâket vaḳtinde ḫubluḳ çaġında
Ḳudret kâtipleri yazınca kitâb
Ele girmez mâr imişsün sevdigim
Sencileyin güzel gelmez cihâna
Ḥarâmî gözlerin ḳaṣd ider câna
Dönmüşdür ḳurmalı yaya ḳaşların
(Mahlas bendi eksiktir)
Koşma
Güzellme
Hece 6+5=11
Şiir kaydedilirken dizeler karıştırılmıştır.
5
Yunus
Ötme bülbül ötme bülbül
Derdi derde ḳatma bülbül
Benim derdim baňa yeter
Bir derd de sen ḳatma bülbül
Ötme bülbül ötme bülbül
Derdi derde ḳatma bülbül
Benim derdim baňa yeter
Bir derd de sen ḳatma bülbül
(Mahlas bendi eksiktir)
İlâhî
İlâhî
Hece 4+4=8
Devamı 8. Sayfa yazılmış. Sayfalar karışmıştır.
5-6
Boluvî Ali
Allahdır yârim Allahdır yârim Dembedem ‘arzum derim Allah Allah
Şerîki yoḳdur in‘âmı çoḳdur
Birligi ḥaḳdır derim Allah Allah
İderim âhım ‘af it günâhım
Pir-i penâhım derim Allah Allah
Arżular ‘Ali kendinüň ḳulu
Eyle gel ulu derim Allah Allah
İlâhî
İlâhî
Hece 5+5=10

Bıraḳır ise ḥadden
‘Işḳdur doġrı yolı
Dile rehin doġrusunı
Ḥükm-i Ḳur’anda ḳâli
(Mahlas bendi eksiktir)
İlâhî
İlâhî
4+3=7
Dört dizelik eksik bir şiir parçasıdır.
7-8
Yunus
İsm-i sübḥan virdiň mi var
Baġçelerde yurduň mı var
Bencileyin derdiň mi var
Ġarib ġarib ötme bülbül
Bilürim ‘âşıḳsıň güle
Ḳarârıň yoḳdur bir yire
Yüregimde olan derde
Bir dert de sen ḳatma bülbül
(Mahlas bendi eksiktir)
İlâhî
İlâhî
Hece 4+4=8
Bir kısmı 5. sayfadadır.
9-10
Boluvî Ali
İşbu güfti hem Boluvî
Mü’mini ḳılam ḥalâsi
İt ḥaraz eylese uyma
Ḳurb-ı Rabbânîde ḳal
Kibr ü kinden fâriġ olġıl
Nefsiňe [sen] uyma ‘Ali
İşbu sözi ṭutma evzân
Ṣıdḳla eyle ‘Ali belî
İlâhî
İlâhî
Hece 4+4=8
Dizeler birbirine karışmıştır.
11
Ali Baba
Aldıġı çün gürbeyi göbegi şişe
Gürbe yüzin ḥasret ḳaldıḳ bu sene



Hece 6+5=11
14. sayfanın devamıdır.
11-12
Ali Baba
Ey göňül gel eyle ṣabrı
İḳtizâ-yı ḥâl budur[ur]
Yanma beyhûde yere kim
Emir-i Rabbânîde ḳal
Girme şeyṭân ḳayresine
Çün saňa ider ḥile-serâ
İblise olduḳda ‘aḳrab ‘Ali
(Emir-i Raḥmânîde ḳal)
İlâhî
Pendnâme
Hece 4+4=8
Son dörtlük silinmiş olduğu için eksik okunmuştur.
13-14
Ali Baba
Dinlen cem(a)‘at bunda olan işleri
Bir ‘acâ’ib ḥâle ḳaldıḳ bu sene
Ḥaḳ içün secdeye ḳoyduḳ başları
Çün cem(a)‘atle namaz ḳıldıḳ bu sene
Taḥriḳ ider ‘aḳlım yetmez bu işe
[Okunamadı] ….‘Ali .çıḳar beşe
Aldıġı çün gürbeyi göbegi şişe
Gürbe yüzin ḥasret ḳaldıḳ bu sene
Destan
Destan
Hece 6+5=11
Son dörtlük yazı silintisi dolayısıyla eksik okunmuştur. Son iki dize de 11. sayfadan eklemiştir.
15

(Nun) nefsi (nefsi) çaġrışur ger cümle ḫalḳ maḥşer güni
(Vav) varub dergâha çıḳar âh ile vâhla öni
Fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün vezniň Muṣṭafaya ṣalavat
Elif-nâme
Elif-nâme
..–/..–/..–/..-
18. sayfadaki Elif-nâmenin sonudur.
16
Nuri
Bize ḳan yutdurdı saḥbâ-yı hicrân Bilmem bu ḥasretlik gider mi böyle
Ben mi tedbirimde eyledim noḳṣan
Yoḳsa tecellâ-yı ḳader mi böyle
Nûri bu yerlerde itmez ḳararı
Dâma düşmeyince cân mürġ-i zârı
Ben cânımdan ‘azîz severim yâri
‘Aceb yâr da beni sever mi böyle
Koşma
Güzelleme
Hece 6+5=11

Gevheri
Bir rengince ‘âşıḳ şöyle bir güzel
Gevherî sevdâya ṣalmışı da var



Hece 6+5=11
20. sayfadaki şiirin son dizleridir.
17-18

(Elif) Allâhıň ḥabîbi ey Muḥammed Muṣṭafa
(Ba) bizim çün sen şefî‘ ol gel ḳıyâmet günleri
(Ye) yaratdı ‘arş-ı kürsi ḥaḳ seniň emriň ile
Enbiyâlar ḫâtemisiň şek getürmez bu diliň
Fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün fâ‘ilâtün veziniň Muṣṭafaya ṣalavat
(Mahlas beyti eksiktir)
Elif-nâme
Elif-nâme
-.–/-.–/-.–/-.-
Şairi belli olmayan bir elif-nâmedir. Son kısmı 15. Sayfadan alınmıştır.
19-20
Molla
Bunca yıldır cefâsını çekdigim
Gitdi bugün anuň ile yâr oldı
Deli gönlüm öldü gitdi ziyâna
Anıň yasın çekmek baňa kâr oldı
Ahşam olur cümle güzel düzülür
Molla dostuň gelin olmış süzülür
[Ger aḳşam] ger şimdi baġıň bozulur
Fâni baġce ġonca güller ḫâr olur
Koşma
Güzelleme
Hece 6+5=11
Molla adlı bu şair yukarıdaki Bolulu Ali olabilir.(?)
20
Gevheri
Aġlayup ġam çeken hey deli gönlüm
Aġlamayıp bir gün gülmişi de var
Sılâsını bulur baġrı yanıḳlar
Gâhi ki bulamayup ölmişi de var
Bu bir eski sözdür söylenür mesel
Dilber yâre eş‘ar dinilmez ġazel
Bir rengince ‘âşıḳ şöyle bir güzel
Gevherî sevdâya ṣalmışı da var
Koşma
Güzelleme
Hece 6+5=11
Son iki dizesi 17. sayfadan eklenmiştir.
21

Ḫayalden ḳalḳmış da ḫülyâya varmış
Ḫayalin içinde giriftar olmış
Münkiri nekiri ḳabul eylemiş
O rûḥı ḳabz itmiş almış da gitmiş
Bütün bütün ġayri ḳavmim gitdiler
Bahâr eyyâmında gücüm yüklendi
Aġlaşıň aḥbablar ben gider oldum
Adananıň yolları tekin ey ey
(Mahlas bendi eksiktir)
Koşma
Ağıt
Hece 6+5=11
Eksik bir şiirdir. İki dörtlük kaydedilmiş.
22
Gevheri
Kimseden bilmezdim ben bu ḥalleri
Baňa her ne ise gönlümden oldı
Gözlerim ḫaylidir dostuň illeri
Bu cezâlar baňa yârimden oldu
Gevheri sevmişdir seni ezelden
Oḳur vaṣfını da dâ’im ġazelden
Herkesin şekvâsı var bir güzelden
Baňa da bu ḳanlı ẓâlimden oldı
Koşma
Güzelleme
Hece 6+5=11
“Gevheri Divan” şeklinde bir başlık mevcuttur.
23

İki dilber ṣuya gider
Birbirine nisbet ider
Göňlüm [onlar] bile gider
Sen mi güzel ben mi güzel
Ben bulmayam böyle ferâh
Dur eylesem sizden ıraġ
İkiňizi de severim
Sen de güzel sen de güzel
Semai
Hece 4+4=8
23-24
Yunus
İlahî şol cennetiňe
Girenlerden eyle bizi
Varup andan cemâliňi
Görenlerden eyle bizi
Mü’minlere raḥmet ola
Münâfıḳlar şöyle ḳala
Yûnus eydür doġrı yola
Gidenlerden eyle bizi
İlâhî
İlâhî
Hece 4+4=8


Meyyide benim adım yazılı
Ḳabristanda benim yerim
Ḫazırım beni alıň muṣallânıň üstüne
Ahbablarım gelsin benim başıma
Bahmaz mısıň şu felegiň işine
Aġlaşın aḥbablar ben gider oldum
Pederim istemiş beni yanına
Âh vâlidem gelsin baḳsun hâlime
Ahbablarım ….
Ecrine dimişler imân dimişler
Ol hümâyunla göňül vatana erdi zikri



Başı ve sonu beli olmayan eksik bir ağıttır.
25

Kimse zahmet itmesün câhil göňlüm
Fehm olunmaz bir ar’ara baġlıdur
‘Âlem güzel olsa yoḳdur gözümde
Tâ ezelden bir ḫûn-ḫâre baġlıdur
Sevdi cânım yanar böyle nâr ile
Ḳo gündüzi gicesün âh zâr ile
Göňül bir kez ahd eyledi yâr ile
Ölene dek ol ikrâre baġlıdur
Bunı yazdım yazdı idi kalemüm
Beyazını da yazardım amma
Mürekkebim azdı lillahil-fatiha Ma’assalavat
(Mahlas bendi eksiktir)
Koşma
Güzelleme
Hece 6+5=11
Mahlasın bulunduğu dörtlük eksik olduğu için şairin adı tespit edilememiştir.
26
Güvahi
Evvel bahâr oldı zeyn oldı daġlar
Libâsını giydi baġçeler baġlar
Bülbül de gül içün zâr ider aġlar
Ṣalın dilber ṣalınacaḳ zamandır
Ḫublarıň içinde ey yüzi mâhım
Ruz u şeb cevr idersiň öldür âhım
Eger açılur ise baht-ı siyâhım
Ṣarıl dilber ṣarılacaḳ zamandır
Güvâhî mâi’ldir şirin diline
….
Koşma
Güzelleme
Hece 6+5=11
Son dörtlüğün sadece bir dizesi okunabilmektedir.
27

Bir mürşid-i kâmile vardım elḥamdülillah
Yüzüm ḫâk-i pâyına sürdüm elḥamdülillah
(Ah ile) ḳalmış idim nüh illete dalmış idim
Ḥayretle bir devlete irdim elḥamdülillah
(Mahlas beyti eksiktir)
İlâhî
İlâhî
Hece 7+7=14
Makta beyti eksiktir.
28
Âşık Dertli
Baḳmazlar Dertliye maḥzundur deyü
Ḥaḳiḳat baḥrine dalġındur deyü
Bir çeşm-i leylaya mecnundur deyü
Yazsınlar deftere divâne beni
Ey çarḫ muradımca itmedim devrân
Bilmem bir yerimde var mıdır noḳsan
Bizi ḳurban eyler demek ser-gerdân
Bilmem ne ḥaldedir körpe ḳuzular
(Mahlas bendi eksiktir)
Koşma
Ağıt
Hece 6+5=11
Şiirin ilk dörtlükler ile son dörtlüğü arasında bir kopukluk mevcuttur.


Tâ ḳâlû belâdan süzülüp gelen
Ol aṣlan ‘Aliniň begüm Faṭması
Sanki bulunmayan kılavuz oldun
Ol aṣlan ‘Aliniň begüm Faṭması
Ḥubb-ı zikre düşkündü oṭurmayan
Düşküne elin ṭuṭup Ḥaḳḳa yetüren
Ḳazada ‘ilme (okunamadı)
Ol aṣlan ‘Aliniň begüm Fatması
(Mahlas bendi eksiktir)
Deme
Deme
Hece 6+5=11
Hz. Ali ve Hz. Fatıma hakkında bir demedir. Çok bozuk bir yazı ile yazılmış ve eksik bir metindir.
31-32

Bugün bize pir geldi
Gülleri taze geldi
Öňünde Ġanber ile
‘Aliyi Murtaẓa geldi
Dökerem gözyaşını
Mevla bilür işini
Keşiş ḳurban eyledi
Yedi oġlun başını
Deme
Deme
Hece 4+3=7
Âşık İsmail Daimi tarafından besteli söylenmiştir.
33

Ḥaḳḳa vâṣıl olmaḳ diler iseň
O ırmaḳda yun da gel ey ‘âşıḳ
Ey benim sevgili ḳulum seniň ‘aşḳıň kimde var
Kimse bulmaz sen bulursuň ‘aşkıň bende var



Çok eksik ve okunamayan bir metindir. 35-36. Sayfada devamı vardır, ancak bu metin de çok eksik ve karışıktır.
34
Hüdayi
Neyleyeyim dünyâyı
Baňa Allahım gerek
Gerekmez mâsivâyıň
Baňa Allahım gerek
Dertli dermânıň ister
[Ḳullar sulṭânıň ister
Âşıḳ cânânıň ister
Baňa Allahım gerek]
Nutuk
Nutuk
Hece 4+3=7
Aziz Mahmud Hüdayi’nin nutk-ı şerifidir.
35-36

Ḥaḳḳa vâṣıl olmaḳ isterseň o gülleri der de gel
Ey benim sevgili Mevlam seniň ‘aşḳıň kimde var
Dürlü güller anıň var Ḥaḳḳa vâṣıl olmaḳ diler
O gülleri der de ver seyrimde bir ırmaḳ gördüm



Eksik bir metindir.
38-40

İsma‘ile geldim çaġırdım ey cân
İsḥaḳa Ya‘ḳûba Yûsuf oldum ben
Eyyüb gibi çoḳ çaġırdım el-amân
Vecd-i Musâ yed-i beyzâ oldum ben
Hırkasında Muḥammediň
Nebi mürseliniň ‘ayan
Ḥakdan oldı ‘inayât
Seyretdim Muḥammede



Başı ve sonu farklı bir şiir parçalarıdır. Çok karışık bir hatla yazılmıştır. Eksiktir. Peygamberler hakkında bir şiirdir.
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:5, Issue:4, Autumn 2019, (657-672)
Doi Number: 10.20322/littera.602094
41-42
Âşık Ömer


Ḳandururlar seni muti‘ ol ṭut ‘âlim sözlerim
Gökden inen dört kitaba ḳarşu Ḳurân söyleme
Dir ki ‘Ömer açma sırrıň ḳınamış dil duymasın
Bizi elḥân eyleyenler iki cihân gülmesin
Dünyalar durdukça dursun biň yaşasın ölmesin
Mahremin sulṭan Muḥammed Ḫâna ḳarşu söyleme
Musammat
Mevize
-.–/-.–/-.–/-.-
İlk iki dizesi eksiktir. Matla dörtlüğünün son dizesi de kafiye örgüsünü bozmaktadır.
42
Ömer
Ḫâr yanında biten güllere minnet eylemem
‘Arabî Fârisi bilmeyen dile minnet eylemem


Devle bir ḳuşdur insanıň serinde durmaz uçar
Zabṭı mümkün degil anıň yeli gibi gelüp geçer
Dâr-ı dünyâ baňa dâr-ı derden gevher ṣaçar
(Mahlas beyti eksiktir)
Gazel

..–/..–/..–/..-
İlk dörtlüğün iki dizesi ve son dörtlüğün bir dizesi eksiktir. Kul Nesimi’nin şiirine bir nazire olabilir. Aruz ölçüsüne
43

Urġansız zencirsiz baġlarlar seni
Ḳomşılarıň gelüp ḳabriň ḳazarlar
Cigeriň doġrayup baġrıň ezerler
Ḳara yerden bir yerlere uzadup
Ḳara ṭopraḳ ile ḳaṭarlar seni
Eger imân ile olmazsaň yoldaş
Nice olur ola ol ḳaribi baş
Ḥaṣmıň daḫi ḳavmiň eşiň yoldaşıň
Bir sa‘at evinde ḳomazlar seni


Hece 6+5=11
Düzensiz kaydedilmiş, şairi belli olmayan bir şiir parçasıdır.
44
Hüdayi
Dertliler dermân ister
Ḳulları sulṭân ister
‘Âşıḳ canânıň ister
Baňa Allahım gerek
Bülbül güle ḳarşu zâr
Pervâneyi yaḳdı nâr
Her ḳuluň bir derdi var
Baňa Allahım gerek
Nutuk
Nutuk
Hece 4+3=7
Aziz Mahmud Hüdayi’nin nutk-ı şerifidir. 34.sayfanın devamıdır.
45
Kuddusi
Zikrinle ‘âşıḳ ol vaṣla lâyıḳ
Ṭâlib-i ṣâdıḳ der Allah Allah
Gel yan bu nâra git gir digare
Arayan çâre der Allah Allah
İlâhî
İlâhî
Hece 5+5=10
Kuddusi’nin bu şiir 48. sayfada devam etmektedir. Sadece dört dizesi buradadır.
45-46
Yunus
‘Âşıḳ olan kişiler deli olaġan olur
‘Aşḳ demini bilmeyen aňa güleġan olur
Derviş Yûnus sen daḫi incitme dervişleri
Dervişleriň du‘ası ḳabul olaġan olur
İlâhî
İlâhî
Hece 7+7=14
Journal of Turkish Language and Literature
Volume:5, Issue:4, Autumn 2019, (657-672)
Doi Number: 10.20322/littera.602094
46

Ġafil olma bu dünyada gezerken
Ecel ḳalemine çalarlar seni
Yatarsıň yatarsıň ḳalḳmaz olursuň
Çevre yanlarına baḳmaz olursuň



Hece 6+5=11
43. sayfanın devamı olabilir. Tek bir dörtlük olarak bu sayfaya kaydedilmiştir.
47

Açgözlü belâlı aṣlın sorarsaň
Anı bildim bu cihânı farḳ ider
Deryadaki ḳuşuň izin ṣorarsaň
Anı bildim bu cihânı farḳ ider
Yakmadınsa mal u mülküňi ili
Var yeni açılmış güller selvili
Var cümleniň yerinde iki deli(?)
Anı bildim bu cihânı farḳ ider
(Mahlas bendi eksiktir)
Koşma

Hece 6+5=11
Son dörtlüğü eksik olduğu için şairi belli değildir.
48
Kuddusi ‘Âşıḳ-ı Yezdân der Allah Allah Ṭâlib-i ‘irfân der Allah Allah İns ü cin dâ’im ḳulluḳ da ḳâ’im Vahş-i behâim der Allah Allah
Gel yan bu nâra git gir digâra Arayan çâre der Allah Allah Olma Ḳuddusi bu ism-i nâsi Ḥaḳ âşinâsı der Allah Allah
İlâhî
İlâhî
Hece 5+5=10

Journal of Turkish Language and Literature
Volume:5, Issue:4, Autumn 2019, (657-672 )
Doi Number: 10.20322/littera.602094
-672- Metin HAKVERDİOĞLU, Gümüşhacıköy Cöngü Ve Şairi Bilinmeyen Bir Elif-Nâme

pdf için tıkayınız

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/845312

Bu yazı Makalelerim kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.